Hilmi Ziya Ûlken 1917

Istanbulin yliopiston sosiologian professori Hilmi Ziya Ülken toimi 1920–1930-luvuilla huomattavana kriitikkona ja kirjailijana. Hän asettui vastustamaan turanilaista romantiikkaa, joka esiintyi länsimaiden arjalaisen romantiikan vastineena, ja halusi runouden rakennettavaksi anatolialaisen talonpojan kokemusten varaan. Samalla Ülken oli aito kansallisromantikko. Hänen toiveenaan oli eepoksen uudistuminen terveen turkkilaisen kansallistunnon ilmauksena.

Ülkenin tuntema kiinnostus Suomen kansalliseeposta kohtaan ei pohjaudu kuvitelmaan suomalaisten ja turkkilaisten yhteisestä turanilaisesta alkukulttuurista, kuten eräillä saman ajan ”panturanilaisilla”. Hän on päinvastoin tähdentänyt – ehkäpä vastaväitteitäkin herättävästi  – suomalaisen ja turkkilaisen eeppisen runouden toisistaan suuresti poikkeavia edellytyksiä.

Ülkenin suuri kansaneepoksen harrastus vei hänet jo varhain Kalevalan pariin. Seuraava käännösnäyte, joka on valmistunut jo vuonna 1917 ja jonka pohjana ovat olleet Úyfalvy de Mezőkövesdin ja Louis Léouzon Le Ducin käännökset (1879 ja 1900), on julkaisemattomasta käsikirjoituksesta.

Kalevalan 1. runo / Birinci arkı

Işte içimden geliyor
aklım onu tamamlıyor
ki ben türkü söyleyeyim
söylemeye başlayayım;
Ocağımın türküsünü
ırkımın o eski şarkısını.
Cümleler ağzımda eriyor,
harfler ordan dökülüyor,
dilimin ucundan uçuyor,
dişlerimden dağılıyor.

Candan dostum, karındaşım,
güzel gençlik arkadaşım,
benimle türkü söylemeye gel;
Yaklaş destan söylemeye.
Çünkü bir araya toplandık,
türlü yerden kopup geldi.
Çünkü seyrek rastlaşırız,
pek güçlükle buluşuruz
bu kederli ülkemizde,
fakir kuzey bölgemizde,
elele verip yaklaşalım
parmayımızla bağlaşalım
en güzel türküleri söylemek için,
en iyi masallari dinlemek için.
Dostlarımız, kulak versin,
Yoldaşlarımız, bizi dinlesin
Büyüyen gençler içinde
delikanli kavın içinde
atalarımızdan kalan
Veynemöynen’in kuşağından,
Ilmarinen’in demirci ocağından,
Kaukomieli’nin kılıcından,
Joukahaynen’ın ok atışından
Pohjola’nın kırlarından
Kaleva ülkelerinden
alınan türküleri dinleyecekler.

Vaktile babam onları söyledi
baltasının sapını yontarken
evde yün bükerken anam
onları anlatırdı bana
o zamanlar ufacıktım
anamın dizleri diribinde
kuzulardım bir dağ faresi gibi
ağzı süt kokan bebektim.
Cümleler eksik değildi Sampo’da
hele büyülü sözleri Louhi’nin
Sampo bu sözlerle kocaldı
Louhi büyücüğü içinde,
Vipunen bu şarkılarla öldü
Lemminkeynen bu cümbüşlerle!

 

Lue koko artikkeli

Wikander, Stig: ”Kalevalaa turkin kielellä” – Kalevalaseuran vuosikirja 43. Helsinki: WSOY. 1963.